Yetişkinler olarak sanırım hayal kurmanın sadece çocuklara ait olduğunu düşünüyoruz. İşte tam da burada büyük bir yanılgıya düşüyoruz. Her şey önce hayal kurmakla başlıyor aslında…
Bir düşünelim bakalım dünyadaki teknolojik gelişmeleri. Graham Bell, ilk “ALO” kelimesiyle elindeki ilkel ama işlevi o dönem için inanılmaz olan iletişim aletinden eşine seslenirken aklından neler geçirmişti? Acaba, Graham Bell, yüzyıl sonra bu aletin artık kablosuz olacağını, gözle görülmeyen sinyallerle dünyanın her yeriyle anında hem sesli hem de görüntülü konuşulabileceğini hayal edebilmiş miydi? Ünlü Fizik Profesörü Einstein, akademik kariyer basamaklarını hızla tırmanırken, kurduğu hayalleri kağıt üstüne dökmeye çalışırken, güneşin hareketlerini, ışığın yüzeye nasıl yayıldığını ve benzer tüm doğa olaylarını çözmeye ve insanlığa yeni ufuklar açma savaşını verirken hayal kurmaktan vazgeçmiş miydi? Nikola Tesla, hayatının her anını aklına gelen ve insanlığa fayda sağlayacağını düşündüğü icatların hayalini kurarken acaba neler düşünmüştü?
Bu soruların cevabı pek te zor değil aslında. Hepsinin ileriye dönük müthiş fikirleri olduğu kesindi. Ortak noktaları ise, hepsinin hayallerinin olmasıydı. Ona ulaşmak için çok ama çok çalıştılar. Araştırmalar yaptılar. Denediler hem de onlarca, yüzlerce kez. Ve sonunda başardılar…
Tüketici olarak etrafımıza şöyle bir baktığımızda, elimizde iletişim için kullandığımız cep telefonlarının, artık bu işlevi dışında bir bilgisayar, bir fotoğraf makinesi, bir not defteri, bir kütüphane haline geldiğini görüyoruz. Öyle ki, teknik işlevine ek olarak, şık tasarımlarla mest olup hemen alıp kullanmak istiyoruz. Yeni bir otomobil çıktığında, şu ya da bu marka acaba ne yapmış? Nasıl bir teknoloji sunmuş? Tasarımı nasılmış? gibi bir sürü soru beliriyor zihnimizde. Kimi zaman, ticari isimleriyle, kıyasıya marka savaşlarına şahit oluyoruz.
Tüm bunlara baktığımızda, teknolojinin hızla ilerlediğini görürken, insanlığın hep bir ihtiyaç ve arayış halinde olduğunu ve bilim insanlarının da, kurdukları hayallerinin hammaddesinin bu ihtiyaçlardan ve arayışlardan oluştuğunu görüyoruz.
Unutulmamalıdır ki, insanlık her zaman yeniliğe ihtiyaç duyacaktır. Burası kesindir elbette. Hayal kurmasını bilenler ve bu hayallerine dokunabilmeyi başaranlar ise, ortaya çıkardıkları hayallerin fikir ürününe dönüşmüş halleriyle bunları tüketiciye ulaştırmak istediklerinde, onlar artık birer girişimci olarak üretici, satıcı, pazarlamacı ve en önemlisi de o buluşun, tasarımın, markanın ve eserin sahibi olarak sürdürülebilir bir işletmenin de temelini atmış olacaklardır.
O zaman ne yapıyoruz? Hayal kurmayı hiç bir zaman bırakmıyor, hayalimize dokunmak için de elimizden gelen gayreti göstererek, girişimciliğe ilk adımı atıyoruz.
Haydi rastgele…
Yenilikçi bilim kadınlarımızı bir araya getirdiğimiz GoSmartWomen destek programımıza katılmak ve bu röportaj hakkındaki sorularınız için mentor@smartsunited.com adresinden bize e-posta göndermeniz yeterli.
Ayrıca Pelin Gezeryel ile iletişim için aşağıdaki adresleri kullanabilirsiniz
Pelin GEZERYEL
Marka ve Patent Vekili
Öğretim Görevlisi
Yazar ve Çok Hayal Kurar
www.gezeryel.com
info@gezeryel.com
pelin.gezeryel@gezeryel.com