SmartMentor Programının ilk dönem mentorlarından Dr. Merve Sibel Güngören; Hacettepe Tıp Fakültesi Lisansı, Biyokimya ihitisası ve doktorası ile şu an hem Düzen Laboratuvarlarında uzman doktor olarak çalışmakta hem de kendi akademik araştırmalarını ve yayınlarını sürdürmekte. 8 yıl üniversitede çalışmış biri olarak Düzen Laboratuvar Grubunda da araştırma ve geliştirme imkanlarının yüksek olduğunu belirten Güngören, kendi çalışmalarının yanı sıra Uluslararası Biyokimya Camiasında ve bir çalışma grubunun da başkanlığını yürüttüğü Avrupa Laboratuvar Tıbbi Federasyonu’nda Türkiye’nin laboratuvar tıbbı alanındaki görünürlüğünü arttırmaya devam ediyor.

Türkiye’de sağlık sektöründeki genç girişimci adaylarına dair çok umutlu olduğunu ve ‘yürütülen bir projenin bir kısmına bile destek olmaktan çok keyif aldığını’ söyleyen Güngören ile sağlık sektörü ve girişimcilik üzerine gerçekleştirdiğimiz röportajımız:

Türkiye’de sağlık sektöründe girişimciliği nasıl görüyorsunuz?

-Sağlık sektöründe girişimcilik henüz çok bakir bir alan. Bu henüz niş olan alanda girişimci adaylarının projelerini tanıyabilmek ve onlara destek olabilmek için TÜBİTAK iş rehberliği ile SmartsUnited tarafından yürütülen SmartMentor programına katıldım; bu sayede TechAnkara gibi programlarda sağlık sektöründeki girişimcileri tanıyabildim. Bir yandan bu sektördeki girişimciliği daha kapsamlı görebilmiş oldum. Her alanda olduğu gibi sağlıkta da akademik ve bilimsel bir çalışmanın yanı sıra projenizin ticari değerinin olması gerekiyor. Fakat genel anlamda girişimcilik dünyası bu konuda biraz hayal olarak kalmakta ve devlet desteği alındıktan sonra sürdürülebilirliğin pek sağlanamadığını görmekteyim. Üniversite-Sanayi işbirliklerinde ise önemli olan sadece tezlerin yayınlanması gibi bir algı hakim. Artık uygulamaya dönük, çıktının ürüne ve patente, gerçek bir hizmete dönüşeceği şeylerin üzerinde durulmasının gerektiğini düşünüyorum.

 

‘Sağlık sektöründeki bütün girişimci adaylarının ayakları yere daha sağlam basıyor’

Türkiye’de sağlık alanındaki girişimciler şu an ne durumda? Nasıl bir zihniyet hakim? 

-Sağlık, diğer sektörlerin aksine daha odaklanmayı, özel eğitim almayı, doktora / uzmanlık seviyesinde bazı çalışmalar yapmayı gerektiriyor. Bu uzun denebilecek süreç kişileri çalışma disiplini, inovasyon ve bakış açısı anlamında değiştirip geliştiriyor. Tanıştığım, gözlemlediğim sağlık sektöründeki bütün girişimci adaylarının ayakları yere daha sağlam basıyor ve onları bekleyen zorlu sürecin farkındalar.  İnsan sağlığı üzerine olan bir alanda regülasyonlar çok fazla; yalnızca bir cihaz geliştirdim ya da bir ilaç ürettim demek yeterli değil. Haliyle gençler bunun bilincindeler. Sağlık sektöründe cihaz, ürün ya da ilaç üretip pazara çıkmak sancıları olan bir süreç; satın alma sürecinde her belgen sertifikan tam olsa ve özel kurumlara tek tek satabilmiş olsanız da en büyük alıcı olan devlet ve üniversite hastaneleri gibi kurumlarda satın alma modeli ihale ya da doğrudan alım olduğu için kamuda satın alma prosedürleri çok zorlu. Yani pazara çıkmak ve sürdürülebilir para kazanmanın planlanması için iş modeli çok önemli oluyor. Sağlık sektöründe hizmet ile para kazanmak da çok büyük sermaye gerektiren bir iş. Tabi bu durumlar bilindiği için bu sektördeki girişimci adayları yaş, eğitim düzeyi ve bakış açısı olarak daha olgunlar bana göre. Bu yüzden Türkiye’de  sağlık alanından çıkabilecek girişimcilerden çok umutluyum.  Ayakları daha sağlam yere basıyor.

Gelecekte sizin üzerinde çalışmayı ya da bir şekilde katkı sağlamayı planladığınız alanlar var mı? Türkiye’de sağlıkta girişimci  olabilmek için şartlar uygun mu?

-Gelecekte yeni nesil hasta başı cihazlar ve yöntemler konusunda girişim yapmayı, yeni yöntemler geliştirmeyi çok isterim. Hem yeni nesil, hem de tıp camiasının ihtiyacını karşılayacak  ve oturmuş, pahalı, reaktiflerinin çoğunlukla ithal ve pahalı cihazlara bağımlılığı azaltacak, daha az örnek ile daha hızlı sonuç verebilen şu anki ölçüm tekniklerinin ötesinde, işin elektronik boyutunun daha öne çıktığı, mikro-nano materyallerle tasarlanan hasta başı cihazlar gelecekte var olacak. Dolayısıyla 10 yıl sonra laboratuvarların boyut değiştireceğine inanıyorum. Türkiye ise ne yazık ki şu sağlıkta ithalat bağımlı ve bu durumu kırmak şu an için uzak görünüyor. Çünkü işin kalite ve pazara girme, rekabet etme, seri üretimde düşük maliyeti yakalama boyutları oldukça zor. Bu nedenle devlet destekleri yalnızca ithal ürünlerin ikamesine yönelir duruma geldi. Yanlış değil ama tek hedef de ithalattan kurtulmak olmamalı. Yine de bu şartlara rağmen yeni nesil yenilikçi çalışmaların içinde her zaman olmayı planlıyorum.

 

‘Devam eden ya da ettirilemeyen projeler arasındaki fark korumak girişimci adaylarını motive edecektir.’

Bu noktada devlet desteklerini de yeterli bulmuyorsunuz.

-Destekler bazı noktalarda yetersiz, bazı noktalarda ise gereksiz kalabiliyor. Herkese yetersiz miktarlarda destek verileceğine, daha az kişiye daha yeterli miktarlarda destekler verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Verilen maddi desteklerin çıktılarının denetlenmesinin daha iyi yapılmasını isterdim. Başarısız olan ya da devamı getirilemeyen projenin denetimi yetersiz kalıyor. Devam eden ya da ettirilemeyen projelerin arasındaki farkı korumak genç girişimcileri daha motive edecektir. Denetleyen yapının da çalışma konularına göre uzman kişileri denetimlere ataması gerek. Destek prosedürlerinin aşırı uzaması da araştırmacıları, girişimcileri çalışmalarından uzaklaştırıyor. Bilgi eskiyen bir şey; değerlendirme süreçlerinin ağır olması bir yeniliğin daha ortaya çıkmasını engeller.

Peki hem akademik tarafınızı hem de sektördeki tarafınızı düşünürseniz bu alanda kadın olmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Hiçbir zaman sektörün her köşesi aynı olamasa da sağlık sektöründe kadınların sıkıntı yaşadığı pek söylenemez. Hatta şanslı bile olduğumuz söylenebilir. Çünkü tıp fakültelerinde de kadın sayısı artıyor; tıbbi biyokimya gibi temel bilim uzmanlıklarında da kadınların ağırlığı mevcut. Bu sektörde bizlere gelen miras da kadın erkek eşitliğini getirdiği için şanslıyız. Ulusal otorite tarafından verilen yetki ve sorumluluklarımızlada kadınların geri plana itilmesi imkansızlaşıyor.

Yenilikçi bilim kadınlarımızı bir araya getirdiğimiz GoSmartWomen destek programımıza katılmak ve bu röportaj hakkındaki sorularınız için mentor@smartsunited.com adresinden bize e-posta göndermeniz yeterli.